İletişime Geçin

18.02.2024 - Kl. Psk. İlyada Gençer İskenderoğlu

Depresyon

İnsanın en temel amacı kalıcı mutluluğu yakalayabilmek ve bunu korumaktır. Bu amaç uğruna tüm yaşamı boyunca farkında olmadan çaba harcar. Yaşama arzusu ile eşdeğer olan mutlu olma arzusu da içten gelir.

Depresyon, Latince “depressus”tan, yani “alçakta olmak, bastırmak”tan gelmektedir. Hissettiğiniz tüm olumlu duyguların çekilerek yerini elem ve kedere bırakması halidir. Zihinde meydana gelen bu değişimin düşünce ve davranışları oluşturmasıyla kişi artık hayattan keyif alamaz bir duruma gelir. Depresyondaki biri için her şey çok zor ve anlamsızdır. Yemek yemek, öz bakım gibi temel ihtiyaçlarını bile karşılama isteği azalmıştır. Sosyalleşmek, sevdikleriyle zaman geçirmek artık onun için çok yorucu ve gereksiz bir aktivitedir. Düşünülenin aksine aslında depresyon çok daha ciddi bir ruhsal rahatsızlıktır; öz kıyım düşüncelerinin eşlik ettiği yaşam enerjisinin azaldığı ve her şeyin anlamsız ve gereksiz geldiği ruhsal bir sorundur. Bahsedilen bu depresif düşünce ve davranışların 6 aydan fazla devam ettiği durumlarda bir uzman ile görüşmeniz önerilir.

Depresyon türleri;

Klinik depresyon (Majör depresif bozukluk)

Tüm olumsuz duyguların yoğun olarak hissedilmesi söz konusudur. Bu duygular üzüntü, kendini değersiz hissetme, inat, ümitsizlik, umutsuzluk, kaygı ve karamsarlık gibi duygulardır. Klinik depresyon, tedavi edilmeden kendiliğinden geçebilen bir ruhsal rahatsızlık değildir. 

Atipik özellikli majör depresif bozukluk

Bu depresyonu yaşayan bireylerin duygu durumları dış etkenlere göre ani, hızlı değişir ve bu noktada belirli davranış kalıplarıyla kendini gösterir. Çoğunlukla genç ve yetişkinlerde daha yaygın görülür.

Doğum sonrası depresyonu

Hamilelik dönemi ve doğum sonrası ortalama bir ay içinde görülen depresyondur. Belirtileri noktasında depresyonla aynıdır yaşanan dönemden kaynaklı bu ismi almıştır. 

Mevsimsel duygudurum bozukluğu

Bir diğer depresyon türü olan mevsimsel duygudurum bozukluğu, çoğunlukla kış ve sonbahar dönemlerinde güneşin kendini daha az gösterdiği ve bulutlu hava ile hissedilen ruhsal problemdir. Mevsimsel olması sebebiyle kişi bu depresif ruh halini senenin kış ve sonbahar dönemlerinde hisseder. Çoğunlukla genç kız ve kadınlarda görülmesi daha yaygındır. Mevsimsel duygudurum bozukluğu yaşayan kişilerde kış ve sonbahar dönemlerinde olduklarından farklı bir ruhsal yapıda görülürler şöyle ki ilkbahar ve yaz dönemine geçince ruhsal ve davranış olarak çok daha enerjik, depresif süreçten çıkmış olarak görülürler. Kış döneminde; daha çok hüzünlü,mutsuz,çekingen, iç dünyasına çekilmiş haldeyken bahar ve yaz döneminin gelmesiyle yaşam enerjileri yükselir, dışa dönük, dinamik bir halde oldukları görülür.

Melankolik özellikli majör depresyon

Melankolik özellikli depresyonda olan kişiler tamamiyle zevk alma duygularını kaybederler, normalde yapmaktan keyif aldıkları şeyler onları eskisi gibi memnun etmez ve yapmak istemezler, kaçınırlar. Bu depresyon modelinde çoğunlukla kişiler aşırı uykusuzluk problemi çekerler. Melankolik özellikli majör depresyon yaşayan bireylerin ruhsal durumu genellikle, üzüntülü, mutsuz, kaygılı ve isteksizdir.

Dismitik bozukluk

Depresyon çeşitlerinden bir diğeri dismitik bozukluktur. Distimik  bozukluk, kronik bir bozukluk olarak kabul edilmektedir. Dismitik bozukluğun belirtileri 6 ay değil çok daha uzun bir süre devam eder ortalama birkaç yıl boyunca bu belirtileri yaşar distimik bozukluktaki kişi. Bu belirtilerin uzun yıllar sürmesi sebebiyle diğer depresyon türlerine oranla kişi hem duygusal hem sosyal olarak ağır etkilerini hayatında görür.  Dismitik bozukluk yaşayan kişilerde, umutsuzluk,karamsarlık, keyifsizlik ve ilgi istek azalaması görülür.

Psikotik özellikli majör depresif bozukluk

Psikotik özellikli majör depresif bozuklukta ise kişi halüsinasyonlar ve sanrılar görmeye başlamaktadır. Bazı sesler duyma ve görüntüler görme eşlik eder. En kısa zamanda psikiyatrik değerlendirme yapılması ve tedavi edilmesi gereken bir bozukluktur. 

Katatonik özellikli majör depresif bozukluk

Bu depresyon türünü yaşayan kişilerin psikomotor hareketlerinde ileri derecede bozulmalar olduğu görülmektedir. Söz konusu olan bozulmalardan bazıları; iletişim kurmamak, konuşmamak ya da etrafındaki kişilerin konuşma ve davranışlarını aynalamak gibi istemsiz kas hareketlerinin eşlik ettiği depresif bozukluktur.

Depresyon belirtileri;

Duygusal olarak hissedilen çökkünlük, çevreden izolasyon, eskiden zevk alınarak yapılan şeylerin artık eski hazzı vermemesi, değersiz hissetme, alınganlık, suçluluk ve pişmanlık hisleri, kendine zarar verme ve intihar düşünceleri bazen eşlik edebilir. Fizyolojik olarak uyku ve iştahta bozulmalar, cinsel isteksizlik ile kendini gösteren depresif hal.

Depresyon sebepleri;

Kişinin mizaç özellikleri, öğrenilmiş davranışları, kendi deneyimleri, çıkarımları, genetik özellikleri, sosyal çevresi gibi birçok etken hayatta karşılaşılan olaylara verilen tepkileri ve kişide bıraktığı izleri belirler. Sizin için ufak ve atlatılması kolay olan bir durum bir başkası için hayatın sonu anlamına gelebilirken, size çok zor gelen durumlar başkaları için pek de önemli olmayabilir. Bu sebeple kıyaslamaları bırakıp kendinize odaklanmanız en iyi gelen olacaktır.

Depresyon tedavisi;

Depresyon, kişinin ruh halini ve duygu durumunu etkileyen bilişsel olumsuzlukların ve buna bağlı oluşan davranışsal rahatsızlıkların giderilmesi ile aşılır. Burada tedavi yöntemi kişinin depresyon türü ve derecesine göre belirlenir, depresyon türü ve derecesi uzman eşliğinde belirli test ve yöntemler kullanılarak, detaylı bireysel, geçmiş ve aile öyküsü alınarak, yaşadığı koşullar değerlendirilerek elde edilir. Bu kriterlere göre belirlenmiş tedavi yöntemi ne ise uygulama için gerekli yönlendirmeler yapılır. Depresyon derecesi ağır düzeyde olan kişilerde sağlıklı ruhsal yapıya kavuşmak için yatarak tedavi, ilaç tedavisi, yoğun psikoterapi kullanılabilir. Hafif düzeyde olan kişiler için gerekli ise ilaç tedavisi ve psikoterapi ile ilerlenebilmektedir. Depresyon tedavisinde psikoterapi ile kişi depresif ruh haline neden olan yaşam olaylarını fark edip, bunları yönetmeyi öğrenir, işlevselliğe kavuşarak gerçeklikle ilişkisini düzeltir ve tekrar hayattan keyif almaya başlar. Kişiye ve psikoterapi yöntemine bağlı olarak değişen terapötik süreçte ortalama 10-15 seansta önemli iyileşmeler görülür.

Diğer taraftan depresyondaki kişinin yakınlarına çok iş düşer, depresyonda olan yakınınız için ruhsal rahatsızlık içinde ve desteğe ihtiyacı olduğunu unutmamalısınız. 

Yorumlar

B******* K******* Z*******29.02.2024

Bu bilgilendirici içerik için teşekkürler.

Bu Blog Yazısı İçin Yorum Yapın