İletişime Geçin

24.04.2024 - Kl. Psk. İlyada Gençer İskenderoğlu

Sosyal Fobi

Sosyal fobi, kişinin diğerleri ile iletişimde olacağı durum ve aktivitelerden rahatsızlık duyma kaygılanma ve bundan doğan kaçınma davranışını ifade eden ruhsal bir problemdir. Sosyal fobi ergenlik ve genç yetişkinlik dönemlerinde başlar ve kişiyi sosyal ortamlardan alıkoyan bir hal ile karakterize ilerler.

Sosyal anksiyete, kişinin diğerleri ile yakın veya uzak biçimde ilişki kuracağı her durumdan kaçınma halini ifade eder.Sosyal fobi içinde olan bireyin geçmişten yakın olduğu sayılı çevresi olurken çoğunlukla aile bireyleri ile ilişkilerini sürdürür.

Sosyal anksiyete içindeki bireyler için yeni bir ortama girmek, birileri ile tanışmak, iş veya okul değiştirmek kaçındığı eylemler arasındadır. Bundan dolayı hayatında hedefler oluştursa da bu hatalı düşünceleri sebebiyle adım atmakta zorlanır. Maalesef uzun vadede insan ilişkilerinde zayıf, çoğunlukla mutsuz ve yetersiz hisseden bir haldedir. Bu kişinin kendine yönelik algısıyla ilgili olumsuz bir imajı vardır  çoğunlukla yetersizlik ve değersizlik duygularıyla bütünleşmiş bir durum içindedir.

Sosyal fobi içinde olan kişiler, sosyal ilişkilerin sınırlı olduğu uzak ve sessiz, bağ kurmayan insanlar olarak gözükürler. Mecbur kaldıkları durumlarda bahsedilen kendine karşı olumsuz imaj düşüncelerinin bedensel olarak yansımaları da ortaya çıkmaktadır.  Sonuç olarak anksiyete ile karakterize olan bu ruhsal problemde kişi sosyal bağlamda bir iş yapması gerektiğinde anksiyetesi artar, bununla beraber terleme, titreme, kalp çarpıntısı, solunumda hızlanma, mide bulantısı ya da ağrısı, uzun soluklu baş ağrıları,migren atakları, konuşmada takılma ya da kekeleme, daha sessiz konuşma ya da az konuşma şeklinde belirtiler ile sosyal kimliğini yansıtmaktan geri tutan fiziksel belirtiler de yaşar.  Bu durum kişiyi sosyalleşmekten daha da uzaklaştırır, bu belirtileri yaşamamak için kişi kaçınma davranışı içinde bulunur ve sosyalleşme adına olabildiğinde az adımlar atar. Ancak bu kaçınma davranışı anlık olarak bir çözüm gibi gözükse de uzun vadede yine kendine yönelik algısını zedeleyici öz benliğine karşı olan güvenine zarar veren ve anksiyetesini güçlendiren bir tarafta olur.  

Sosyal Fobi Tanısı Nasıl Konur?

Sosyal fobi, diğer ruhsal bozukluklarda olduğu gibi birden çok sebepten kaynaklı ortaya çıkmakabilir. Genetik yatkınlık, çevresel etkiler, bilişsel süreçler bunlar arasındadır. Ayrıca, çocuklukta yaşanan travmatik deneyimler veya olumsuz sosyal deneyimler de sosyal fobi riskini artırabilir. Sonuç olarak, sosyal fobi genellikle genetik, çevresel ve biyolojik faktörlerin birleşimi sonucunda ortaya çıkar.

DSM-5'e göre Sosyal Fobi’nin tanı kriterleri:

A.Kişi, başkalarınca değerlendirilebilecek olduğu bir ya da birden çok toplumsal durumda belirgin bir korku ya da anksiyete yaşar. Örnekler arasında toplumsal etkileşimler (Örn: Karşılıklı konuşma, tanımadık insanlarla karşılaşma), gözlenme (Örn: Yemek yerken ya da içerken) ve başkalarının önünde bir eylemi gerçekleştirme (Örn: Bir konuşma yapma) vardır.

B.Kişi, olumsuz olarak değerlendirilebilecek bir şekilde davranmaktan ya da anksiyete duyduğuna ilişkin belirtiler göstermekten korkar (Küçük düşeceği ya da utanç duyacağı bir biçimde; başkaları tarafından dışlanacağı ya da başkalarının kırılmasına yol açacak bir biçimde).

C.Söz konusu toplumsal durumlar, neredeyse her zaman, korku ya da anksiyete doğurur.

D.Söz konusu toplumsal durumlardan kaçınılır ya da yoğun bir korku ya da anksiyete ile bunlara katlanılır.

E.Duyulan korku ya da anksiyete, söz konusu toplumsal ortamlarda çekinilen duruma ve toplumsal-kültürel bağlama göre orantısızdır.

F.Korku, anksiyete ya da kaçınma sürekli bir durumdur, 6 ay veya daha uzun sürer.

G.Korku, anksiyete ya da kaçınma klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında düşmeye neden olur.

H.Korku, anksiyete ya da kaçınma bir maddenin (örn. Kötüye kullanılabilen bir madde, bir ilaç) ya da başka bir sağlık durumunun fizyoloji ile ilgili etkilerine bağlanamaz.

İ.Korku, anksiyete ya da kaçınma, panik bozukluğu, beden algısı bozukluğu ya da otizm açılımı kapsamında bozukluk gibi başka bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanamaz.

Sağlığı ilgilendiren başka bir durum varsa (örn. Parkinson hastalığı, şişmanlık, yanık ya da yaralanmadan kaynaklanan biçimsel bozukluk), korku, anksiyete ya da kaçınma bu durumla açıkça ilişkisizdir ya da aşırı düzeydedir.

Belirleyici: Yalnızca Eylem Gerçekleştirme Sırasında: Korku toplum içinde konuşma ya da performans sergileme ile sınırlıysa (APA 2013).

SOSYAL FOBİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sosyal fobi, kişinin sosyal etkileşimlerde ya da performans gösterirken yoğun endişe ve korku yaşadığı bir kaygı bozukluğudur. Bu kaygı bozukluğu, genellikle sosyal durumlarda ya da ön planda olacağı bir etkinlikte bulunması durumunda (Topluluk önünde konuşma yapmak veya toplum içinde yemek yemek gibi.) çevredekilerin onu olumsuz bir şekilde değerlendireceği veya utandırılacağı korkusuyla ilişkilidir.

Yoğun Endişe ve Korku: Sosyal fobiye sahip bireyler, sosyal durumlar veya performans gösterme durumları karşısında yoğun ve sürekli endişe duyarlar. Bu endişe, durum öncesinde ya da anında ortaya çıkmaktadır. Genellikle gerçeklikle bağlantılı olmamakla beraber mantıksız ve abartılıdır.

Fiziksel Semptomlar: Sosyal fobi, genellikle fiziksel semptomlarla karakterize ilerlemektedir. Bu fiziksel belirtiler arasında terleme, titreme, kalp çarpıntısı, nefes darlığı, mide rahatsızlığı, baş dönmesi ve kas gerilmesi bulunmaktadır. Ayrıca bu belirtiler kişide sosyal durumlardan kaçınma davranışını arttırmaktadır.

Kaçınma Davranışları: Sosyal fobisi olan bireyler, endişe ve korkularını azaltmak için sosyal durumlardan veya performans gösterme durumlarından kaçınmaya çalışmaktadırlar. Bu kişiler genellikle toplum içinde dikkat çeken etkinliklerden kaçınır veya bu tür etkinliklerde çok fazla stres ve endişe yaşarlar.

Duygusal Belirtiler: Sosyal fobi, duygusal belirtilerle de ilişki olarak ilerler. Bu duygusal belirtiler arasında özellikle utanma ve utanç duygusu, endişe, huzursuzluk, özsaygı-özgüven eksikliği gibi duygular bulunmaktadır.

Sosyal İlişkilerde Zorluklar: Sosyal fobisi olan bireyler, sosyal etkileşimlerde ve ilişkilerde zorluklar yaşamaktadır. Sosyal fobi, sosyal ilişkileri olumsuz etkiler ve kişinin sosyal çevresiyle bağ kurmasını zorlaştırarak izolasyona yol açarken kişi depresif bir ruh haline sürükler.

SOSYAL FOBİ NASIL TEDAVİ EDİLİR?

Psikoterapi: Sosyal fobinin tedavisinde en etkili yöntemlerden biri psikoterapidir. Psikoterapi ekollerinden bilişsel davranışçı terapi başta olmak üzere, davranış odaklı terapi, psikanaliz, şema terapi ile sebeplerin derinine inerek kişinin kendine yönelik algısı sağlıklı tarafa çekilir. Ve bireyin hayat kalitesi yükselmiş olur.

Grup Terapisi: Sosyal fobiyle başa çıkmak için terapi gruplarına katılmak sosyal fobi içinde olan diğer kişilerle iletişimde olmak onların deneyim ve tecrübelerini paylaşmak özellikle sosyal fobi için önerilen yardımcı bir tedavi metodudur.

Farmakolojik Tedavi: Sosyal fobi semptomlarını hafifletmek için antidepresanlar ve anksiyolitikler gibi ilaçlar kullanılabilir. Bu ilaçlar, endişeyi azaltmaya yardımcı olabilir ancak etkileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir.

Davranışsal Aktivitelerin Planlanması: Terapi sürecinde, kişiye sosyal durumlara ve etkinliklere yavaşça maruz kalmayı içeren bir davranışsal aktivite planı oluşturulabilir. Bu plan, kişinin sosyal becerilerini geliştirmesine, sosyal ilişkiler kurmasına ve sosyal fobisiyle baş etmesine yardımcı olur.

Stres Yönetimi: Stres yönetimi teknikleri, kişinin günlük yaşamında stresle başa çıkmasına yardımcı olur. Nefes egzersizleri, kas gevşeme egzersizleri, meditasyon ve yoga gibi teknikler kaygıyı yönetmeye ve kişiyi rahatlatmaya yardımcı olmaktadır. 

 

''Sosyal fobi tedavisi, bireyin ihtiyaçlarına ve belirtilerine göre özelleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir. Her birey özel ve biriciktir. Yukarıda anlatılanlar ile bakış açısı katmak ve farkındalık amaçlamaktadır. Sosyal fobi yaşadığınızı düşünüyorsanız, profesyonel yardıma baş vurmak en uygun ve sağlıklı çözüm yolu olacaktır.''

 

Kl.Psk. İlyada Gençer

Yorumlar

Bu blog yazısı için henüz bir yorum yapılmamıştır.

Bu Blog Yazısı İçin Yorum Yapın